Ankara’da katıldığı Türk İçin Ufuk arayışları toplantısında konuşan önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanındaki mesajlardan hareketle günümüz Türkiye’sinin iç gelişmelerini değerlendirdi. Aydemir, bireysel mutluluk ile toplumsal huzurun birbirinden koparılamayacağını dile getirerek, “Türkiye’nin asıl gücü, kolektif adalet ve kültürel süreklilikten doğacaktır” dedi.
• Türkiye’nin iç dinamiklerinde huzur arayışı
Aydemir, ekonomiden siyasete, kültürden sosyal hayata kadar birçok alanda yaşanan gelişmelerin bireylerin ruh dünyasını doğrudan etkilediğini belirtti. Romanın ana karakterlerinden Mümtaz’ın arayışını hatırlatarak, “Bugün de gençlerimiz umut ile umutsuzluk arasında salınmaktadır. Onlara güven ve üretkenlik alanı açmak, milletimizin huzuru için şarttır” diye konuştu.
Aydemir, kurumların da tıpkı İhsan karakteri gibi ilkeye bağlı, omurgalı ve güven verici olması gerektiğini kaydederek, hukuk devleti ve liyakat tartışmalarının bu noktada önem kazandığını söyledi.
• Toplumsal birlik ve kültürel süreklilik vurgusu
Konuşmasında toplumsal birliğe de değinen Aydemir, Nuran karakterinin temsil ettiği sürekliliğin, aile bağları ve ortak hafızanın güçlendirilmesiyle korunabileceğini ifade etti. Hızlı kentleşme ve göçün bu yapıyı zorladığını, fakat doğru kültürel politikalarla yeniden inşa edilebileceğini dile getirdi.
Aydemir, Suat’ın roman içindeki nihilist tavrını hatırlatarak, “Bugün sosyal medya üzerinden yayılan değersizleştirme dili, toplumsal moralimizi zayıflatıyor. Buna karşılık eğitimde, medyada ve kültürde anlam üreten bir dil geliştirmek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
• Huzurun zemini adalet ve kolektif inşa
Aydemir, bireysel huzurun toplumsal huzurdan ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayarak, “Türkiye’nin geleceği; adaletli hukuk düzeninde, güçlü kurumlarda ve gençliğin umudunda şekillenecektir. Huzur, bireysel bir duygu değil, kolektif bir inşa sürecidir” dedi.